Japonya da yapılan randomize bir çalışma sonuçlarına göre kanama riski standart dozlar ile yüksek olan çok yaşlı AF’ li hastalarda düşük doz direk oral antikoagulan tedavi ile güvenli bir şekilde inme riski azaltabilir.
Çalışmaya alınan 984 hastanın çoğu; 80 yaşlarında olup, böbrek fonksiyonları azalmış, vücut kitle indexi düşük, geçirilmiş ciddi kanama öyküsü olan ya da başka ko-morbid durumları sonucu standart doz oral antikoagülana uyumlu olmayan, kırılgan hastalardan oluşmuştur.
Çalışmada günde tek doz 15 mg Edoksaban alan hastaların 2/3’ünde inme ve sistemik embolide, placebo alan katılımcılar ile kıyaslandığında azalma gözlenmiştir (p <0.001). Bu hastalarda ölümcül kanama ve intrakranial kanama görülmedi.
Kanama riski yüksek, non-valvular AF olan ve oral antikoagülan verilemeyen hastalarda edoksaban 15 mg hakkında bu çalışmayı yapan araştırmacılardan Dr. Okamura “Bu doz inmeyi azaltmak için kabul edilebilir bir tedavi seçeneği olmasına rağmen GİS kanama riskini arttırabilir bu yüzden her hastada dikkatli bir şekilde kullanılmalı” diye belirtmiştir. GİS kanama sıklığı edoksaban kullanan hastalarda placebo kullananlara göre üç kat yüksek olarak görüldü.(%2,3 vs%0,8)
Dr. Okamura’ya göre standart doz oral antikoagülan tedaviye bağlı gelişebilecek major kanama korkusundan dolayı AF’li çoğu hasta inme geçiriyor. Ancak bu çalışmadan sonra kanama açısından yüksek riskli hastalar için, yeni bir tromboprofilaksi yolu açılacağına inanıyor.
Çalışmayı değerlendiren Dr. Singer (Genereal Hospital, Boston, US) “ELDERCARE-AF çalışması bazı kanama olayları ile ilişkilendirilse bile bu çalışmada kırılgan hasta grubunda mortal kanama riski yüksek değildir. Görülen GİS kanamaları can sıkıcı olmasına rağmen, ilaç kesildiği taktirde kanamaların durduğu ve bu kanamaların mortal olmadığını, daha önemlisi düşük doz edoksabanın tromboembolik riskte keskin bir azalma karşılığında kafa içi kanama riskini artırmadığını” belirtiyor.
Dr. Singer “Düşük doz edoksaban (günde tek doz 15 mg), yüksek kanama riskinden dolayı standart doz NOAC alamayan AF’li hastalarda uygun bir tedavi yaklaşımı olabileceğini” söylüyor.
Çalışmadaki hastalar randomize edilmiş 2 ayrı grupta toplam 984 kişi dahil edilmiştir. Hastalar 80 yaşın üzerinde, CHADS2 skoru 2 ve üzeri olan hastalardan seçilmiş olup inmeyi önlemede onaylanan standart doz edoksabana uygun olmayan hastalardan oluşmuştur. Çalışmaya alınan hastaların yaş ortalaması 86,6 olup, diğer AF çalışmalarında yaş ortalamalarına göre 5-10 yaş daha yüksektir. Hastalar kırılgan yaşlı kategorisinde olup kilo ortalaması 52 kg, kreatinin klirensi düzeyleri ise ortalama 36.3 mL/dakika olarak saptanmıştır.
Çalışmaya sonuçlarına göre primer sonlanım noktası olan inme ve sistemik emboli edoksaban alan grupta %2,3 plasebo olan grupta ise %6,7 olarak saptandı. Primer güvenlik sonlanımı olan majör kanama; International Society on Thrombosis and Hemostasis (ISTH) kriterlerine göre edoksaban alan grupta %3,3 plasebo alan grupta %1,8 saptandı.
Sonlanım noktalarıHR (95% CI)İnme ve sistemik emboli (primer etkinlik)0.34 (0.19 – 0.61)Majör kanama (primer güvenlik)1.87 (0.90 – 3.89)İnme, sistemik emboli veye herhangi bir nedenden ölüm0.75 (0.56 – 1.02)Majör kanama1.87 (0.90 – 3.89)GİS kanama2.85 (1.03 – 7.88)Net klinik yarar (inme, sistemik emboli, kanama, herhangi bir nedenden ölüm)0.86 (0.65 – 1.15)
Kaynak:
European Society of Cardiology (ESC) Congress 2020: Late Breaking Science in Arial Fibrillation.