Bu yazı COVID-19 döneminde spora ve sporculara yaklaşımı değerlendirmektedir.
Mitolojik usta zanaatkar Daedalus, oğlu Icarus’a balmumundan ve tüylerden yapılmış bir çift kanat verdi. Uçma ayrıcalığı ile birlikte çok yükseğe uçarak güneş tarafından yakılmaktan ve çok alçaktan uçarak okyanusta boğulmaktan korunması için oğlunu sıkı sıkıya tembih etti. Icarus özgürlük hissiyle ve kibrine yenik düşerek güneşe doğru yükseldi ve kanatlarının eridiğini görerek denize düştü. Bu klasik Yunan efsanesi özünde şunu benimsemektedir; yaşamın zorluklarına karşı aşırı agresif ve aşırı muhafazakar yaklaşımlar doğal komplikasyonları beraberinde getirebilir.
Bu benzetme özellikle SARS-2-Coronavirus 19’un egemen olduğu bir dünyada insan varlığını etkileyen salgın için uygundur (COVID-19; güneşin ışınları ve virüs arasındaki benzerlikten dolayı adlandırılmakta).
COVID-19’un getirdiği değişiklikler arasında organize atletizm de dahil olmak üzere küresel spor aktivitelerinin tamamı durma noktasına geldi. COVID-19 pandemisinin akut evresi yavaşlamaya başladığında sporun yeniden başlaması dahil normal yaşama dönmek için artan bir haykırış vardı. Bu dönemde kardiyovasküler sağlık ve zindelik ile ilgili etkilenimler net olmayıp, bu durum dikkatli düşünmeyi gerektirmektedir.
COVID-19’un oldukça bulaşıcı ve ölümcül bir hastalık olduğu ve kardiyovasküler sistemi etkilediği kanıtlanmıştır. COVID-19 ile ilişkili akut miyokardiyal hasarın tanı ve tedavisindeki zorluklar kardiyologların tekrar yoğun bakım ünitesine yoğunlaşmasına neden olmuştur. Ayrıca kalıcı miyokardiyal fibrozis, ödem ve kronik işlev bozukluğu enfeksiyon geçirildikten sonraki kısa dönemde rapor edilmiştir. COVID-19 olup asemptomatik veya hafif semptomu olan bireyler (etkilenen hastaların çoğunluğu bu grupta) için belirli bir kardiyovasküler testin olmaması bu hastaların sıklığını belirsiz kılmakta, ayrıca çoğu hastanın kardiyak tutulum yaşayacağını göstermektedir. COVID-19 enfeksiyonu sonrası gelişmesi muhtemel kardiyak komplikasyonlar, yarışmalı spor ve egzersizin güvenli bir şekilde tekrar başlamasını engelleyecek bir potansiyele sahiptir.
COVID-19 pandemisinden önce genç sporcularda ani kardiyak arrestin (SCA) bir nedeni olan miyokardit belirgin semptom oluşturmadığından azımsanmaktaydı. ABD askeri verilerinde miyokardit yeni askerlerin temel eğitiminde önde gelen ölüm nedenidir. Endişe verici olan ise son verilere göre İtalya’da hastane dışı SCA oranı COVID-19 salgınında önceki yıla kıyasla %60 artmıştır. Bu ölümlerin çoğu yaşlı insanlar olmasına rağmen, salgından iyileşme döneminde spor esnasında SCA oranının ani yükselme olasılığı endişe verici olup bu durumda sporcuların taranması, değerlendirilmesi ve yönetilmesinde yeni yaklaşımlar dikkate alınmalıdır.
Sporcunun sağlığının koruması yeni bir konu değildir. Uzun dönem araştırma verilerinin olmaması nedeniyle spor öncesi kardiyovasküler taramanın en iyi nasıl yapılacağı konusunda farklı görüşler vardır. Bu makalenin yazarları çeşitli tarama tekniklerini yıllarca incelemiş ve tartışmıştır, özellikle elektrokardiyografi ve SCA’nın önlenmesinde tıbbi öykünün rolü konusunda bazı farklı görüşleri paylaşmaktadırlar. Ancak yazarlar COVID-19 salgını sonrası spora katılım öncesi tarama ile ilgili tartışma niteliğinin değişmesi gerektiğine inanmaktadırlar.
Organize sporların her seviyede yeniden başlaması tıbbi bir netlik gerektirmektedir. Çalışma yazarları tüm tarama çabalarının COVID-19 enfeksiyonunun kardiyak etkilerinin tanımlanması ve yönetilmesini önermektedirler. Bu tarama ile geçirilmiş COVID-19 olasılığı da tespit edilmeldir; önceki antijen testi pozitif olması, bilinen taşıyıcıya maruz kalma veya hastalık ile uyumlu semptomların kanıtlanması gibi yöntemler kullanılabilir. Kesin veya olası COVID-19 enfeksiyonu olan sporcularda daha belirgin bir risk sınıflandırması için elektrokardiyografi, kardiyak biyobelirteçler, invaziv olmayan görüntüleme ve egzersiz testi gibi yardımcı testlerin kullanımı uygun seçeneklerdir. Bu süreçte “herkese uyan tek yöntem” yaklaşımı olmayacağından spor hekimi ve kardiyoloji uzmanlarını mevcut kaynaklara ve deneyime bağlı olarak uygun test seçeneklerini belirlemeleri için cesaretlendirmek gerekmektedir. Yazarlar spor hekimi ve kardiyoloji uzmanlarıyla birlikte bu süreç için bir algoritma önermektedirler. COVID-19 negatif sporcular semptom açısından yakın takip, sosyal mesafe klavuzlarına uyarak spor aktivitelerini yapabilirler.
COVID-19 pozitif sporcular için ise semptom varlığı ve hastaneye yatış gerekliliğine göre 3 farklı sınıflandırma yapılmıştır:
Stratejilere paralel olarak sporcularda COVID-19’un potansiyel yüksek riskli komplikasyonlarını tanımlamak için kollektif bilimsel çalışmalar bu dönem için çok önemlidir. Rezidüel COVID-19’un kardiyovasküler patolojiye neden olması halinde, yüksek yoğunluklu / yüksek sayıda egzersiz ile SCA dahil olumsuz sonuçları artırması muhtemeldir.
Bilimsel olarak yönlendirilmiş bir kılavuzu izleyerek, doğru antijen/antikor testinin ve aşının varlığı ile sporun başlamasına kademeli yaklaşım uygundur. Uzun bir bekleme sonrası spora dönüş, yarışmalı sporlardan elde edilen birçok faydayı geciktirecektir. Aşırı agresif bir dönüş ise sporcularda beklenmedik olumsuz sonuçlara ve spor etkinlikleri sırasında sosyal kalabalıklaşma nedeniyle enfeksiyonun yeniden ortaya çıkmasına neden olabilir. COVID-19 salgınının tedavisine ilişkin yeni işaretler spor dahil olmak üzere normal yaşama dönmek için güçlü dürtüleri teşvik etmektedir. Ancak Icarus gibi yeni özgürlüğün sorumlulukla geldiğini ve bu sorumlulukta zamanlamanın ve stratejinin her şey olduğunu unutmamalıyız.
Kaynak:
Baggish AL, Levine BD. Icarus and Sports After COVID 19: Too Close to the Sun? Circulation. 2020.
https://doi.org/10.1161/CIRCULATIONAHA.120.048335