Daha önce COMPASS çalışmasında aspirine ve düşük doz rivaroxaban kombinasyonunun stabil koroner arter hastalığı olanlarda kardiyovasküler olayları azalttığı gösterilmişti. Daha yüksek riske sahip olan hastalarda yapılan alt grup analizlerinde de ikili tedavinin, tek başına aspirine kıyasla daha iyi olduğu gözlenmiştir. ESC’nin kronik koroner sendrom kılavuzunda, sekonder korumada yüksek riskli stabil koroner arter hastalarında rivaroksaban ve aspirin kombine kullanımını sınıf IIa olarak önerilmektedir.
Dr. Sonia S. Anand’ın (Population Health Research Institute, McMaster University, Ontario, Kanada) başyazar olduğu çalışma 2 Temmuz 2019’da JACC’ta yayınlandı. Dr. Yan Liang (Cardiovascular Institute & Fuwai Hospital Chinese Academy of Medical Sciences, National Center for Cardiovascular Diseases, Beijing, Çin) COMPASS çalışmasının yeni analizlerini Avrupa Kardiyoloji Derneği (ESC) Kongresinde sundu.
COMPASS çalışması 27.395 hastayı kapsayan çok merkezli, çift kör, plasebo kontrollü bir çalışmaydı. Düşük doz rivaroksaban ve aspirin grubunda beklenenden fazla yarar gözlenmesi üzerine de erken sonuçlandırılmıştı. Analize dahil edilen 18.278 hastada COMPASS çalışmasındaki primer kombine son nokta revize edilerek ve hastalar risk gruplarına ayrılarak yeniden değerlendirildi.
Primer son nokta kardiyovasküler ölüm, MI, inme, akut bacak iskemisi ve vasküler ampütasyon olarak yeniden tanımlandı. Primer güvenlik son noktası ise fatal veya kritik bir organa semptomatik kanama olarak tanımlandı. Net klinik fayda, primer klinik son nokta ve primer güvenlik son noktasının kombinasyonu olarak tanımlandı.
Risk sınıflaması için iki özel metod kullanıldı. REACH registry risk skoru ve CART metodu ile hastalar risk gruplarına ayrıldılar. REACH skorlamasında yüksek risk kriterleri 2 veya daha fazla damar yatağının etkilenmiş olması, kalp yetmezliği hikayesi veya düşük eGFR değeriydi. CART skorlamasında ise yüksek risk kriterleri 2 veya daha fazla damar yatağının etkilenmiş olması, kalp yetmezliği hikayesi veya diabet varlığıydı.
Analizlere göre bu risk faktörlerinden en az birini barındıran hastalarda vasküler olay ihtimali 2 kat artmaktadır. Düşük doz rivaroksaban ile aspirin kombinasyonu da, sadece aspirine kıyasla %3 mutlak risk azalmasına neden olmaktadır, ki bu da tedavi edilen 1000 hastada 30 olayın önlenmesi anlamına gelmektedir.
Yüksek riskli hastalarda kanama insidansı da artmaktadır. Ancak bu artış sadece aspirin grubunda da, rivaroksaban ve aspirin kombinasyonu grubunda da benzerdir. Her ne kadar kombinasyon grubunda rakamsal bir fazlalık olsa da istatistiksel bir anlama ulaşmamaktadır.
Çalışmanın yazarları sonuç olarak yüksek riskli vasküler hastalığı olanlarda, daha yüksek riski olanların aspirine düşük doz rivaroksaban eklemenin net klinik fayda sağladığını, hatta daha düşük riskli hastalarda da yoğunlaştırılmış tedavinin fayda gösterebileceğini belirtmişlerdir.
Kaynak:
Avrupa Kardiyoloji Derneği (ESC) Kongresi 2019.
JACC. 2 Temmuz 2019’da yayınlandı.